Barselona – La Barceloneta & La Ribera & El Born

Barselona’da birlikte gezilebilecek yerlerden bir diğer grup ise La Barceloneta, El Born ve La Ribera.

La Rambla’da konakladığımız için bize La Barceloneta’ya geçmek çok kolay oluyor, çünkü La Rambla’dan denize doğru indiğinizde zaten sahilde, Port Vell tarafından oluyorsunuz. O yüzden biz önce La Barceloneta’ya gidiyoruz;

La Barceloneta;

La Rambla’dan denize doğru indiğinizde sizi karşılayan Kristof Kolomb’un heykeli oluyor. Kolomb heykeli kolunu ufka uzatmış vaziyette, kimilerine göre Amerika’yı işaret ediyor. Heykelin, Kolomb’un 1492 yılında Amerika’ya yaptığı ilk seyahatinden Barselona’ya dönüşünü simgelediği söyleniyor.

El Barceloneta (17)

Kolomb Heykeli

Heykelin tam karşısı rıhtım oluyor, sol tarafında marina var, sağ tarafında özellikle yazın popüler olan “Las Golondrinas” isimli tekne turlarının kalktığı yer var. Eski liman ve rıhtım alanını görmenin en iyi yolunun golondrinas (boğaz) olarak adlandırılan tur teknelerinden birine binmek olduğu söylenmiş, biz deneyemedik artık mevsim kış olduğu için, siz denerseniz belki bana da söylersiniz 🙂

Biz heykele ve sahile geldiğimizde sabahın erken saatleriydi, bu yüzden her yer sakin, sessiz ve çok huzurlu görünüyordu, sahilde yürüyüş yapanlar ve ufak ufak gezinenler vardı bizim gibi.

El Barceloneta (44)

Las Golondrinas

Las Golondrinas’ın sağ tarafı Port Vell’in olduğu yer, yani Eski Liman’ın. Ben burayı çok sevdim, insana inanılmaz bir huzur veriyor, denizin de etkisi var elbet ama şehir manzarasının güzelliği de bence yadsınamaz.

Port Vell, olimpiyat projesiyle inşa edilen, şehrin çehresini belki de en fazla değiştiren kısım olmuş. Burası daha önce gemilerin ve büyük ambarların endüstri alanıymış, olimpiyat sayesinde müthiş bir değişim geçirmiş, şimdi burada bir alışveriş merkezi (Maremagnum), sinema kompleksi ve akvaryum bulunuyor. Biz burayı çok sevdiğimiz için hem gündüz, hem de akşam saatlerinde geldik, her ikisinde de Port Vell bize çok güzel pozlar verdi.

El Barceloneta (40)

Port Vell

El Barceloneta (45)

Port Vell

El Barceloneta (5)

Port Vell’de hava kararmak üzere

El Barceloneta (11)

Gece oldu bile!

El Barceloneta (12)

Bence Barselona’nın Kasım ayındaki en güzel yanı havasının muhteşemliği dışında sakinliğiydi, işte bu da kanıtı!

Neyse aslında daha akşam olmadı ama ben Port Vell’in akşam çekilen fotoğraflarını sizinle paylaşmadan edemedim 🙂

Port Vell’in her halini gördükten sonra yolumuza devam edebiliriz, sıra Maremagnum’da, burası alışveriş merkezi. Ben market gezmeyi seven ama alışveriş merkezi gezmeyi sevmeyen bir insanım o yüzden Maremagnum’un içinde çokça vakit geçirmek istemedim. Fakaaat bu demek değil ki Maremagnum’da vakit geçirmedim 🙂 O nasıl mı oldu, şöyle ki; Maremagnum’un girişi denize bakıyor, bu girişin üst kısmını teras benzeri şekilde yapılmış, oraya bir de Starbucks koymuşlar, keyifli rahat koltukları da yerleştirmişler, alın kahvenizi uzun uzun denize bakın, internete girin, sevdiğinizle, arkadaşlarınızla keyif yapın diye. Mutlaka gidin o yüzden Maremagnum’a ve mutlaka Starbucks’ta keyif yapın!

-Bu arada özellikle kızlar için not; Maremagnum’un içinde uygun fiyatlı, güzel şeyler satan mağazalar vardı, alışveriş merkezi gezmeyi sevmem dediysem de bu içine bi göz atmadığım anlamına gelmiyor herhalde :)-

El Barceloneta (195)

Maremagnum’a giden giden, Kolomb heykeli, Port Vell, Las Golondrinas bir arada..

El Barceloneta (52)

Hemen sağda Starbucks size göz kırpıyor 🙂

El Barceloneta (50)

Bu da Starbucks’ın gördüğü manzara..

Biz Starbucks’da keyif yaptıktan sonra yeniden düşüyoruz yola, Barselona’daki seyahat süremiz yeterince uzun olduğu için açıkçası acelemiz yok, kendimizi şehrin hızına uyduruyoruz, ahesteyiz..

La Barceloneta’yı gezeceğiz, yürümeye başlıyoruz, önce karşımıza meşhur L’Aquarium de Barcelona çıkıyor, burası ultra modern bir akvaryum, 10.000’den fazla egzotik deniz canlısıyla Avrupa’nın en önemli Akdeniz deniz hayatı koleksiyonuymuş. Biz ailecek hayvanların kapatılmasına, insan heves ve merakı yüzünden kendi yurtlarından edilmelerine karşı olduğumuz için ne hayvanat bahçesi ne de akvaryum gezmek istemiyoruz, bu yüzden bizim ilgi alanımızda değil, ancak tabi başkaları için bir seçenek olabilir.

El Barceloneta (54)

L’Aquarium de Barcelona

Akvaryumun olduğu alandan La Barceloneta’ya gitmek çok keyifli, her yer geniş geniş yeşillik, bu mevsimde bile insanlar çimlere oturmuş, köpeğiyle oynaşan çok.

El Barceloneta (66)

El Barceloneta (69)

El Barceloneta (72)

El Barceloneta (77)

Port Vell’de şööle bi poz verelim dedik 🙂

El Barceloneta (95)

Şımarmamak mümkün olmadı tabi 🙂

El Barceloneta (97)

Bi de sirk şaapmışlar, onu gördük

El Barceloneta (110)

Biraz da burda koşalım dedik 🙂

Bu kadar koşmaya insan mı dayanır arkadaş, tabi ki koşmaktan acıktık 🙂 bknz: acıkmak için yer arayan insanlar 🙂

Şimdi size çok acayip bi yer söyleyeceğim, yemekler leziz, fiyatlar uygun, karşınızda: La Bombeta..Burada yediğimiz yemeklerin hala tadı damağımda 🙁 Burası aslında deniz mahsulleri ve mezeler yapıyordu, biz ailecek deniz mahsulü pek sevmediğimizden tapas, meze benzeri ufak atıştırmalıklardan çok çok aldık 🙂

Önce mekandan bahsedeyim;

El Barceloneta (127)

La Barceloneta tarafında bu caddeye çıkan sokaklardan birindeydi, haritadan neyin bulursunuz..

El Barceloneta (129)

Mekandan çok şey beklemeyin, salaş bir yer.

El Barceloneta (130)

Bu da menüsü

Biz bir tabak patatas bravas (üzerine sos dökülmüş küp doğranmış patates kızartması), bir tabak bombas, bir tabak da ızgara mantar aldık.

El Barceloneta (131)

Bu patatas bravas, aman canım patates kızartması işte demeyin, demeyin bak!! çünkü o üzerindeki sos bambaşka yapmış patates kızartmasını.

El Barceloneta (133)

Bu da bombas, aslında patatas bravasın neredeyse aynısı, sadece daha çok patates, içi kumpir gibi, bir de içinde birazcık kıyma vardı.

El Barceloneta (132)

ve işte ızgara mantar, mantar aşığı olarak yediğim en iyi mantardı, bayıldım, menüdeki “championes a la plancha” bu demek oluyor 🙂

Bu salaş dükkanda biz karnımızı tıka basa doyurduk ve bombas’ın içindeki kıyma dışında hepsini bayıla bayıla yedik, size de tavsiye ederiz.

Karnımız tok, hemen sahile koştuk, sahile giderken şehrin eski yerleşim yerlerinden geçtik;

El Barceloneta (134)

El Barceloneta (136)

El Barceloneta (139)

El Barceloneta (146)

La Barceloneta Küçük Barselona demekmiş, burası eskiden denizcilerin ve liman işçilerinin eviymiş, yakın zamanda bölge büyük oranda farklılaşmışsa da eski dar sokaklar hala çocuklara futbol oynamaları için alan oluşturuyormuş, buranın halkı hala çamaşırlarını astıkları balkonlarda eskisi gibi muhabbet edermiş.

Ben bu eski bölgeden geçerken aynı duyguları hissettim diyebilirim, her yer, her şehir, her ülke zamana yenik düşse de bazı yerler inadına ruhunu korumaya çalışıyor, Barceloneta da buralardan biri gibi geldi bana..

Tarih kokan, yaşayan bu sokaklardan geçerken beklediğimiz an geldi, La Barceloneta’nın güzide sahiline (Bogatell beach de bunların arasında olması lazım) kavuştuk;

El Barceloneta (154)

Alabildiğin uzun, muhteşem sakinlikteki sahil..

El Barceloneta (156)

Bir de diğer taraftan 🙂

El Barceloneta (165)

Burda yapmasak olmazdı 🙂

El Barceloneta (175)

Oh bi de deniz tarafından 🙂

El Barceloneta (184)

Sahilin etrafı da böyle..

El Barceloneta (187)

Başı sonu olmayan balık heykeli de orada 🙂

Dostlar biz buradan El Born bölgesindeki ve bizim Barselona’daki favorilerimizden biri devasa büyüklükteki bir parka gidiyoruz; Parc de la Ciutadella.

El Born & La Ribera;

Sahilden içeri doğru yürümeye başladığımızda önce küçük bir parkla ardından da tramvayların kalkış yeriyle karşılaştık, burada bir de üniversite gördük ve Barselona’nın yine meşhur yerlerinden hayvanat bahçesinden geçtik. Akvaryum konusundaki düşüncemizi söylemiştim aynı düşünceyle biz buraya da girmiyoruz.

Fakat ilgilileri için ufak bir açıklama yapayım; hayvanat bahçesi tüm dünyadan 400 farklı türden 7500’ün üzerinde canlıya ev sahipliği yapıyor. Ayrıca bu hayvanat bahçesi İspanya’nın popüler yerlerindenmiş, yanlış hatırlamıyorsam giriş ücretsizdi, 20 euro gibi bir şeydi, hayvanat bahçesi aynı zamanda Parc de la Ciutadella’nın da dibiydi.

Parc de la Ciutadella (73)

Bahsettiğim tramvayların kalkış yeri burasıydı

Parc de la Ciutadella (74)

Hayvanat bahçesi hemen solda, sağdakinin de üniversite olduğunu düşünüyoruz 🙂

Parc de la Ciutadella (77)

Hayvanat bahçesinin girişi

Parc de la Ciutadella (101)

Burayı yazın düşünemiyorum, yemyeşil pek güzel olurdu

Parc de la Ciutadella (103)

Parka giriyoruz

Henüz ne ile karşı karşıya olduğumuzun farkında değildik, burayı ufak sıradan bir park zannediyorduk meğersem hiç de öyle değilmiş, gelin bir de kendi gözlerinizle görün, başlıyoruz;

Parc de la Ciutadella (107)

Parc de la Ciutadella (112)

Parc de la Ciutadella (114)

Parkın muhteşem havuzu..

Parc de la Ciutadella (145)

Parc de la Ciutadella (147)

Parc de la Ciutadella (149)

Havuzun yakın çekimden heykelleri

Parc de la Ciutadella (154)

Yukarılara doğru çıktıkça balkonlardan görüntü de havuz kadar güzel..

Poz vermeden edemedik biz de 🙂

Havuzu zar zor bırakıp da parkın derinlerine doğru indikçe değişik şeylerle karşılaşıyoruz, mesela bir mamutla 🙂

Parc de la Ciutadella (168)

Kaçırır mıyım, hemen ricacı oluyorum bi poz kapıyorum kendisinden 🙂

Parc de la Ciutadella (171)

Park bize harika pozlar vermeye devam ediyor, şuranın güzelliğine bakar mısınız, bırakmak çok zor oldu 🙁

Parc de la Ciutadella (185)

Şu arkamızdaki de hükümet konağaa sanırsam 🙂

Parc de la Ciutadella (203)

Burası da bir kale

Parc de la Ciutadella (210)

Zafer takı da bize tee ötelerden selam çakıyor 🙂

Parc de la Ciutadella (54)

Gördüğünüz gibi parkta yaşam var..

Parc de la Ciutadella (2)

Bu fotoğraf da bir başka yaşam belirtisi, hem de kalite yaşam..(göbeği görmeyin:)

Parc de la Ciutadella (57)

Burası da botanik bahçesi, kapalıydı..

DCIM100MEDIABu da parkın güzelliklerinden kaleye yakından bir bakış

Parc de la Ciutadella (41)

Ve tüm ihtişamıyla karşımıza çıkıyor zafer takı; Arc de Triompf

Zafer takından sonra El Born’a döndük, çünkü parkın bir kısmı El Born bölgesindeyken zafer takı La Ribera bölgesinde kalmıştı.

El Born bölgesi güzel, canlı bir yer, kafe-restaurantlarla dolu, buranın ana caddesi Passeig del Born.

Edindiğim bilgiye göre, bu caddenin anlamı “mızrak dövüşü yapmak” mış, Orta Çağdan itibaren birçok yüzyılda şehir festivallerinin, geçitlerin, turnuvaların, fuarların, karnavalların yapıldığı yer olmuş burası, ismi de buradan geliyormuş. Bu caddenin bir ucu Santa Maria del Mar kilisesi, diğer ucu ise eski Mercat del Born (Born Pazarı)ymuş. Eski Born Pazarı şimdilerde arkeolojik kalıntılara ev sahipliği yapıyormuş. 

Şimdi El Born bölgesinde gezintimize başlayabiliriz, bu arada şundan da bahsedeyim El Born bölgesi Gotik ve La Ribera bölgelerine komşu, buralarda biraz gezindikten sonra birden kendinizi bu bölgelerde bulabilmeniz mümkün. Ayrıca El Born biraz Gotik Bölgesini de anımsatıyor, yine dar sokaklar, eski yerleşim yerleri ile burada da yer yer aynı huzuru yakalayabiliyorsunuz.

El Born (3)

Burası Plaça Sant Pere

El Born (9)

Plaça Sant Pere

El Born (12)

Katalan Müzik Sarayı (Palau de la Musica Catalana)

DCIM100MEDIA

Katalan Müzik Sarayı (Palau de la Musica Catalana)

Bu arada karnımız yeniden acıkmaya başladı, bu sefer de El Born bölgesinde bir dilim pizzacıya gittik, gayet güzeldi, vejerteryan lazanya ve dilim pizzasından yedik, tavsiye ederiz, dükkanın ismi “Gusto del Born” idi, yukarıda bahsettiğim eski Born pazarının (Mercat Del Born) hemen yakınındaydı.

Karnımızı doyurduktan sonra hava iyice karardı, ben bu bölgenin gecesini de sevdim..

El Born (52)

El Born (55)

Taner de sevmiş olmalı 🙂

El Born (63)

Bu arada La Ribera bölgesine kayarak Barselona’nın meşhur kiliselerinden birine geldik; Santa Maria del Mar

Gotik mimari ile inşa edilmiş kilisenin içi de oldukça görkemliydi;

El Born (61)

İçeride ayin vardı, ben çok ürküyorum, hiç de sevmiyorum 🙁 korktum hemen çıktım, ne durcam orda bee diyerekten 🙂

Evet biz bugün kandili El Born civarında söndürüyoruz, Gotik Mahallesinden geçerek otelimize dönüyoruz..

Yarın Barselona’da son günümüz, aheste aheste kalan yerleri gezeceğiz, bence son kalan yerleri de bi görmek istersiniz, o yüzden yazının devamını bekleyin 🙂

Facebooktwitter