Monaco & Monte Carlo

Zenginlik ve ihtişamıyla meşhur Monaco ve Monte Carlo’yu görmeden Cote d’Azur seyahatini bitirebileceğimizi düşünmediniz herhalde. Dolaşmak da parayla değil ya, fakirsek de göremeyecek miyiz, kumar oynamaya gitmiyoruz neticede 🙂

Önce Monaco’ya gidiyoruz, şoförümüz İsmail, çek arabayı Monaco’ya diyoruz, gezelim görelim, Grace Kelly’i analım!

Monako;

Monako Akdeniz’e bakan bir yamaca kurulmuş, şehre baktığınızda bence estetiğe dair hiçbir şey yok, o kadar yer gördükten sonra var demek haksızlık olur, zaten biz de zenginliğini, krallığını, Monte Carlo’sunu görmeye gidiyoruz.

Monaco (4)

Monaco’da karşımıza böyle ruhsuz caddeler çıktı, belki iç kısımlarında başka dünyalar vardır, biz göremedik ama.

Eze’den çıkıp Monaco’ya beş dakkada beşiktaş şeklinde vardık. Şehrin içinde dolandık durduk, Monaco Ville bölgesindeki meşhur kraliyet sarayını (Palais Princier) görecektik, yok anam giremedik bir türlü, polis de her yeri kapamıştı.

Monaco (2)

Bu kavşakları bikaç kez gördük herhalde 🙂

Bir ok var sarayı gösteren ama polis kapatmıştı yolu, nasıl geçeceğiz bilmiyorduk. Sonra aynı ok yönünde bir de otopark gördük, neyse dedik arabayı bırakalım bi hele, buluruz bi yol elbet, yürürüz falan, en azından aynı yönde görünüyor, o şekil girdik otoparka. Otoparkta bizi bi sürpriz karşıladı, meğersem Monaco Ville’ye bu otoparktan asansörle çıkılıyormuş! Kaybettiği oyuncağını bulan çocuklar gibi sevindik valla 🙂

-bu arada nedendir bilmem, yani özel bir gün müydü normalde de öyle mi bilmem ama otoparka para vermedik-

Monaco (14)

İşte hayat kurtaran otopark asansörler!

Bu asansörleri kullanarak doğrudan Monaco Ville bölgesine çıkmak çok hoşumuza gitti, kendimizi direkt Oşinografi müzesinin orada bulduk.

Monaco (92)

çok mutluyuz, fırt diye çıktık 🙂

Size buralardan bahsedeceğim ama önce biraz Monako vikipedia bilgileri vereyim 🙂

Monako bir prenslik, söylediğim gibi Akdeniz’e bakıyor, hemen kıyısında, dağların yamacına kurulmuş, Vatikan’dan sonra Dünya’daki ikinci küçük bağımsız devlet olma şerefine nail.

Ayrıca Monako Monte-Carlo’su ve tabi ki kumarhaneleri ile meşhur 🙂

Bölgenin eski hakimleri Romalılar tabi ki Monako’ya da el atmışlar, burayı da hakimiyet alanlarının içine eklemişler. Romalılardan sonra Monako’da Cenevizliler hüküm sürmüş, ardından da Monako’yu Fransa kuşatmış, ülke bir dönem Fransa egemenliği altında kalmış.

Monako’yu Romalılardan beri Grimaldi ailesi yönetiyormuş. 1861 yılında Monako bağımsız bir prenslik haline gelmiş. 2. Dünya Savaşı sırasında ortalık biraz karışmış, 1943 yılında Mussolini tarafından yönetilen İtalyan ordusu Monako’yu işgal etmeye başlamış. Mussolini’nin tarihin tozlu sayfalarına karışmasının ardından Naziler Monako’yu rahat bırakmamış, bu sefer onlar işgal etmiş, bir çok Monako’lu Yahudiyi toplama kamplarına götürmüşler. Sonrasında Monako eski refahına ve düzenine yeniden kavuşmuş, Monako Prensi III. Rainier tahta çıkmış.

Monako’da en kalabalık nüfus Fransızlarmış, bunların dışında İtalyanlar, İngilizler vs. birçok milletten insan yine prenslikte yaşamlarını sürdürüyorlarmış, ayrıca ilginç bir şey; Monako dünyanın en yüksek yaşam süresine sahip ülkeymiş, bir Monakolu ortalama olarak 90 yıl yaşıyormuş, vay arkadaş refaha bak demekten kendimi alamadım doğrusu :O

Bu kadar ansiklopedik bilgiden sonra eski şehir bölgesi olan Monaco Ville bölgesine geri dönebiliriz, ne diyordum? Hah, Oşinografi müzesi ile karşılaştık asansörlerden sonra diyordum.

Monaco (10)

İşte Oşinografi müzesinin Akdeniz’e bakan cephesi

Monaco (11)

Burayı kayalıkların üzerine inşa etmişler

Monaco (13)

Manzarası pek güzel, mis gibi Akdeniz 🙂

Monaco (20)

Burası da müzenin ön cephesi

Oşinografi müzesi bir dönem Kaptan Cousteau’nun da müdürlüğünü yaptığı, deniz sevdalısı bir prensin koleksiyonu olarak başlamış envai çeşit deniz canlısını içinde barındıran bir deniz bilim müzesi.

Bu güzel müzenin içine girmeden, yanından geçerek Monaco Ville bölgesinde yürüyerek kraliyet sarayına yaklaştık.

Monaco (34)

Burayı zengin evlerin bulunduğu bir semt gibi düşünebilirsiniz, çok ekstrem bir durumu yok açıkçası

Monaco (88)

Monaco (36)

Bu göründüğünüz de Monaco Ville’nin kilisesinin kulesi.

Monaco (37)

Burası Monaco Ville’nin da güzel ve bakımlı bahçeleri 

Buralardan geçerek az önce kulesini gördüğümüz Aziz Nicholas Katedrali’nin de bulunduğu bir meydana geldik.

Monaco (45)

Aziz Nicholas Katedrali-Monako

Monaco (50)

Katedralin küçük olduğunu zannetmeyin, oldukça büyük, bu da yandan görünüşü

Monaco (47)

Meydandaki bu şık bina da dikkatimizi çekiyor, nedir ne değildir bilmiyorum doğrusu

Hediyelik eşya dükkanlarının, kafelerin, restaurantların bir arada bulunduğu bu meydandan geçerek kraliyet sarayının olduğu kısma geçtik.

Monaco (56)

Ayrıca buralarda bolca yemek seçeneği mevcut, değerlendirmek isteyebilirsiniz.

Fiyatlar için de bu resimdeki restaurantın menüsünü ayağınıza getirdim 🙂

Monaco (59)

Başka seçenekler de var, fiyatları da makul görünüyor;

Monaco (63) Monaco (64) Monaco (65)

Monaco (61)

Ayrıca Monaco Ville’de hediyelik eşyacılara da bakabilirsiniz

Buralardan geçerek nihayet kraliyet sarayına vardık;

Monaco (66)

Monaco Prensliğinin kraliyet sarayı burası, bence gayet mütevazi bir yer, bizim prensliğimiz ve bu kadar zenginliğimiz olsa buraya gerçek bir saray (!) mutlaka inşa ederdik, bunlar edememiş baksanıza 🙂 -ki olmamasına rağmen inşa ettik-, adamlardaki zenginliğin haddi hesabı yok sarayına bakın!

Lüks arabalar girip çıkadursun biz sarayın etrafını turlamaya başladık (ayrıca sarayın içi de ziyarete açıkmış ancak biz içine girmedik).

Sarayın etrafı gayet güzeldi, Monako’yu yukarıdan gören, her yere hakim bir tepeydi burası.

Tepeden 180 derecelik bir görünüm ile ne demek istediğimi anlayacağınızı düşünüyorum;

Monaco (78) Monaco (79) Monaco (80) Monaco (81) Monaco (82) Monaco (83) Monaco (84)

Ayrıca Monako limanına da yakından bakmanızı tavsiye ederim;

Monaco (85)

Gelelim Monako Prensesi Grace Kelly’e;

Grace Kelly, aslında güzeller güzeli Amerikalı bir oyuncu. Oyunculuk yaparken Monako Prensi III.Rainier ile evlenerek Monako Prensesi unvanını almış. Prensten 3 tane çocuğu olmuş. 13 Eylül 1982 yılında kendi kullandığı araba ile Monako’ya doğru giderken bir trafik kazası geçirmiş, bu esnada yanında kızı da varmış, kontrolünü kaybettiği araç ile yaptığı trafik kazası neticesinde bitkisel hayata girmiş, ertesi akşam eşi Prens Rainier’ın verdiği karar ile yaşam destek ünitesinden ayrılarak 52 yaşında hayata veda etmiş.

Açıkçası ben kendisini çok beğeniyorum, eskilerden bir resmini de sizinle paylaşmak istiyorum;

 Grace_Kelly_1956

Monaco (87)

Bu kare de evlilik töreninden 

Monako defterini Grace Kelly ile kapattıktan sonra yine Monako’nun bir başka bölgesi olan kumarhaneleri ile meşhur Monte-Carlo’ya geçtik.

Monte Carlo;

Arabamızı Monte Carlo’nun girişindeki kapalı otoparka bıraktık, yine herhangi bir ücret ödemedik, sonra Monte Carlo casinosunun bulunduğu alana yürüyerek çıktık.

Monte Carlo aslında Monako’nun bir semti, burası basit bir semt değil yanlış olmasın zenginlik ve ihtişamıyla meşhur bir semti 🙂 Devlet eliyle dünya zenginleri için lüks ve görkemli bir kumar merkezi haline dönüştürülerek ziyarete açılmış bir alan Monte Carlo, bu söyledikleri kadar da var.

Meşhur kumarhanesi ise Monte Carlo Kumarhanesi, kumarhanenin bulunduğu alanda da yine meşhur Cafe de Paris kafesi alanda gelip geçen zenginleri izlemek için çok uygun bir mekan. Biz girmedik, buralarda kısa bir tur yapmakla yetindik.

Buraya çıkarken zaten bölge kendisini belli ediyordu, ben çok zenginim ben çok zenginim diye bağırıyordu 🙂

Monte Carlo (9)

Burası yol üstünde rastladığımız kulüplerden biriydi

Monte Carlo (10)

Bölge yine dağların yamacına kurulmuş ve yokuş çıkmanız gerekiyordu

Monte Carlo (19)

Casino hemen solda, bu da yollarda denk geldiğimiz ilginç arabalardan sadece birisi.

Mesela hello kitty figürüyle tamamen kaplanmış bir mini cooper gördük, yine su yeşili bentleye rastladık ve o bentley hiç aklımdan çıkmadı 🙂

Monako’da değil ama özellikle Monte Carlo’da ömrümüzde görmediğimiz çeşit çeşit arabalara rastladığımızda zenginliği tüm benliğimizde hissettik diyebilirim 🙂

Bu kadar lüks araba yeter, biz casinoya geldik bile;

Monte Carlo (20)

İşte meşhur Monte Carlo casinosu!

Monte Carlo (25)

Hemen sağ arkamdaki de yine meşhur Cafe de Paris, çaya-kahveye sizi bekliyor 🙂

Monte Carlo (22)

Biz kapanışı tam kadro, fakir ama çok mutlu yapıyoruz. Dünya gözüyle buraları gezebildiğimiz için şükrediyoruz. Darısı sizlerin de başına!

Facebooktwitter